İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | duck out (of something) f. | (bir şeyden) kaçmak | ||
As soon as he saw what he had to do, he ducked out. Yapması gerekeni görür görmez kaçtı. More Sentences |
||||
Öbek Fiiller | duck out (of something) f. | (bir şeyi) başından savmak | ||
Öbek Fiiller | duck out (of something) f. | (bir şeyden) kurtulmak/sıvışmak | ||
Öbek Fiiller | duck out (of something) f. | (bir şeyden) kaytarmak |